İş ilanlarını görüntüleyin ve yeni işinize başvurun.
Hemen bizimle iletişime geçin.
PageGroup olarak hedefimiz dokunduğumuz hayatları değiştirmek.
Müşterilerimiz için en iyi yetenekleri buluyor, adayları hayallerindeki işe kavuşturuyoruz.
PageGroup olarak çalışanlarımızın potansiyelini gerçekleştirebileceği olanaklar yaratıyor, böylece dokunduğumuz hayatları değiştiriyoruz.
Her ne yapıyorsak, yaptığımız şeyin duygu, düşünce ve davranış boyutlarındaki farkındalığı ile hareket etmemizin kıymetli olduğu zamanlardan geçiyoruz.
“Var oluş boşluğu” ya da “var olma depresyonu” etkisindeki insanın “her şeyim var ama neden olmuyor?” sorusu aynı zamanda kendisi için bir çıkış kapısı. Hız, haz ve tüketim kıskacında; daha fazla yüzeyde kalarak derinleşemeyen, kendisini dinle(ye)meyen, kendisiyle yüzleşmeye vakti olmayan ve ruhuyla/özüyle arasına mesafe koyan insanın anlamını aradığı bir dönem içerisinde olmamız şaşırtıcı olmasa gerek. İşte tam da bu noktada insan, kendi üzerine dikkatini daha çok çevirmeli, uyanık olma halini devreye almalı ve buna göre farkındalığını stratejik olarak arttırmalıdır. Bu doğrultuda madde ve mana arasındaki ilişkiyi tekrardan düzenleyerek, varlığıyla yaptığı kontratı gözden geçirerek, kararlı ve sabırlı bir şekilde güçlü bir niyet bildirimi ışığında net bir hamle yapmaya ihtiyacı bulunmaktadır.
İnsanın “kendini yönetimi” üzerine gelişim odaklı bir zihniyet benimsemesi günümüzün değişken, belirsiz, karmaşık ve muğlak dünyasında hem sosyal hem de iş hayatı için oldukça önem arz etmektedir. Bunun için de merakını ve öğrenme odağını devamlı taze tutması kritiktir. Bunlara ilave olarak cesur olmanın, empatinin ve kişisel farkındalığın da bu denklemde oldukça önemli ağırlıkları bulunmaktadır. Bu gelişimi olgunlaştıracak ve şekillendirecek en önemli araçlardan birinin “geri bildirim” ve bunun da temelinde “dinlemek” eyleminin olduğunu hep hatırlayarak “cevap vermek için mi yoksa anlamak için mi dinliyoruz” sorusuyla da bir an için sizleri baş başa bırakmak istiyorum.
Herkes bir yere kadar kişisel farkındalığını arttırabilir ama dış bir objektif gözün yardımı olmadan bunu daha farklı bir boyuta taşıması zordur. Bunun başkalarını anlamada da önemli bir destek görevi göreceği açıktır çünkü çevresel farkındalık ancak kişisel farkındalık ile ortaya çıkmaktadır. İnsan içindeki gözlemciyi harekete geçirerek, kendini aynalayarak, eylemleri üzerinde samimiyetle düşünerek bir miktar kavrayış elde edebilir ancak tam dönüşüm ve sonrasında ötesine geçerek etrafını da dönüştürmek için belli bir mertebenin üzerindeki farkındalığa erişmesi esastır. Bu durum insanları ve bakış açılarını daha şefkatle kucaklamasını da sağlayacaktır.
Hayatta hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Görünenin arkasındaki farklı katmanlara ulaşarak keşfetmek gerekir. İnsan da dinamik bir bütünlüğü temsil etmektedir. Özünü bilmedeki o eşsiz zevki tatmaya çabalayarak; kendi ormanlarını, okyanuslarını yaşayarak, kendi derinliğine inerek, sınırlarının nerede bittiğini deneyimleyerek yoluna devam etmelidir. Proaktif bir yaşam duruşunu özümseyerek, bu tarz bir üslubu hayatında merkez alarak limitlerini esnetebilmeyi seçmeli ve bu anlayışı gönülden sahiplenmelidir.
Evrende her şey var olmamışa doğru bir değişim, çözülme, yenilenme içindedir. Bu yüzden insan içine doğru bir arkeolojik kazı yolculuğuna çıkmalıdır; yani önce kendini tanımalıdır. Bunun için de konfor alanından çıkmak üzerine bir açılım yapması gerekir. Güven/kontrol hissinden çıkmak için öncelikle sağlam bir amaç ile beraber gayret göstermesi gerekmektedir. Kaygı alanında belirsizliklerle karşılaşan insan ancak cesaretini kuşanarak öğrenme alanına geçiş yapabilmektedir. Basiret (yani bir vizyon) ve feraset ile bu süreci taçlandırmayla da gelişim alanına geçebilmekte ve kendisinin daha iyi bir versiyonuna bir adım daha yaklaşabilmektedir.
Her şey aslında insanın kendisi ile başlamaktadır. Bitmeyen bir yolculuk olarak öğrenmek eyleminde; yaş, kıdem, pozisyon ne olursa olsun, herkesin herkesten bir şeyler öğrenebileceği bir zihniyetin inşasını “bilmediğini bilmek” adımı ile başlatmak gerekmektedir. Kadim zamanlarda Delfi bölgesinde bulunan meşhur Apollo tapınağının girişinde yazan “Nosce te ipsum” (Kendini bil!) ifadesi insanın cevap aradığı bilmecesinin başlangıç noktasını asırlar öncesinden ne de güzel özetlemektedir.
Emir Atçi, Partner Page Executive
En iyi iş tekliflerini internet sitemizde bulabilirsiniz.
Piyasa trendleri ve sektöre göre maaş hakkında önemli bilgiler