blurring-technology

Hakkında sürekli konuşuyoruz ancak gerçekten “iş yaşam dengesi” diye bir şey var mı? Varsa insanlar için ne anlama geliyor ve içinde yaşadığımız hiper bağlantı çağında bu kavram olasılık dışı kalmıyor mu?

Teknoloji son on yıl içinde çalışma hayatlarımızın çok önemli bir parçası haline geldi. Şirketler artık çalışanlarına cep telefonu, laptop bilgisayar ve hatta tablet bilgisayar veriyor. Türkiye’deki çalışanların pek çoğu şirketlerin sağladığı bu bağlantılı cihazları kişisel amaçla da kullanıyor ve işte tam da bu noktada iş ve serbest zaman arasındaki çizgiler birbirine geçiyor.

Tüm bunlar dengeli bir yaşam algımızı ne şekilde etkiledi?

İş hayatı ve serbest zamanı oluşturan anlar arasındaki belirsizleşen çizgilerin mutluluk durumuna doğrudan etkisi var. Günümüz iş dünyasında çalışanlar profesyonel ve özel hayatlarıyla ilgili nasıl hissediyor?  

Michael Page, 2018’in Haziran ayında Türkiye’de 754 katılımcı ile bir araştırma yaparak bu olguyu irdelemeye karar verdi. Elde edilen sonuçlar iş ve serbest zaman arasındaki çizgilerin ciddi oranda iç içe geçtiğini, Türkiye’de her 4 profesyonelden 3’ünün iş saatleri dışındayken işle ilgili en az bir bağlantılı cihaz kullandığını gösterdi.

Profesyonel bağlantılı cihaz kullanan çalışanların sayısı artıyor

Artık aradığınız kişiye her zaman ulaşabiliyorsunuz. Araştırmaya katılanların yüzde 83’üne çalıştıkları şirket tarafından en az bir cihaz (cep telefonu, laptop, tablet) temin edilmiş.  Katılımcılara bu cihazları hangi amaçla kullandıkları sorulduğunda yarısından biraz fazlası sadece profesyonel amaçla kullandıklarını söyledi. Görüşülen kişilerin pozisyonları yükseldikçe çizgilerin iyice bulanıklaştığı görüldü. Yönetici seviyesinde olmayan çalışanların yüzde 66’sı şirket cihazlarını sadece profesyonel amaçla kullanırken, yönetici seviyesinde bu oran %58 olarak kaldı. Seviye fark etmeksizin, şirket cihazına sahip olmayanların %60’ı ise kişisel cihazlarını iş amaçlı kullanmaktan çekinmediklerini ekledi.

Çalışanlar “cihazlarının” kölesi mi oluyor?

Araştırmaya katılanların yüzde 78’i şirket cihazlarının hayatını değiştirdiğini, yüzde 54’ü ise bunun negatif bir değişim olduğunu söyledi.  Araştırma sonuçları profesyonel yaşamın, çalışanların kişisel hayatına gerçekten müdahale ettiğini gösteriyor. Çalışmaya katılanların yüzde 63’ü ofis saatleri dışında e-posta yanıtladığını, yüzde 70’i ise iş telefonlarına yanıt verdiğini söyledi. Artık yoğun bir iş rutini olan çalışanlar ve yöneticiler için “yeni normal” bu mu? Neden?

Çalışanların neden iş saatleri dışında işe baktıklarını gösteren iki ana neden ortaya çıkıyor: yüzde 87 ile sorumluluk duygusu, yüzde 38 ile mecburiyet duygusu. İlginç olan, mecburiyet duygusu Türkiye’de, çalışmaya katılan diğer ülkelere oranla yüksek çıkıyor. Özellikle yönetici seviyesinde olmayan çalışanların %44 bu mecburiyeti hissediyor. Yöneticilerinse %35’i kendilerini mecbur hissederken, %90’ı sorumlulukları gereği iş saatleri dışında da erişilebilir olmaya devam ediyor.

Çalışanların tatillerinde de iş yapıyor

Araştırmanın enteresan sonuçlarından biri de katılımcıların yüzde 12’sinin tatillerde dahi çalıştıklarını söylemesi oldu. Bu noktada da kıdem yükseldikçe iş ve özel hayat arasındaki ayrımın bulanıklaştığı görülüyor. Yönetici olmayan çalışanların %46’sı tatilde de çalıştıklarını söylerken, yöneticilerin %52’si bu soruya ‘evet’yanıtı veriyor. Tatildeyken mailleri kontrol etmek ya da gelen aramalara yanıt vermek gibi basit işler de olsa, 21. yüzyılda iş ve sorumluluklarından uzaklaşmak ve bir ara vermek gittikçe daha mı zorlaşıyor?

Avrupa ve Türkiye’deki iş kanunları çalışanları fazla uzun çalışma saatleri, stres ve tükenmişlik sendromu gibi olumsuz durumlardan korumayı amaçlıyor. Ancak mevcut durumda kanunların doğru işlediğinden bahsedebilir miyiz? Hem çalışan hem de işverene bu dengeyi kurma konusunda destek olacak çözümlerden biri uzaktan çalışma yöntemi.

Uzaktan çalışma: makul bir uzlaşma mıdır?

Uzaktan çalışma uygulaması ile çalışanlar şirketin sağladığı bağlantılı cihazlar ile gönüllü olarak ofis saatleri dışında çalışabilir.

Burada çalışanın (yöneticiler ya da yönetici olmayanlar) avantajına olan kısım, kendi çalışma planını kendisinin belirleyebilmesidir. Bu sayede iş yükü ile diğer sorumlulukları arasındaki dengeyi çalışanın kendisi, kendi programına göre kurar.

Bu uygulama dünyadan oldukça yaygın olmasına rağmen Türkiye’de araştırmaya katılan çalışanların sadece %45’i uzaktan çalışma imkanına sahip. Uzaktan çalışma imkanına sahip olanların %57’si bu uygulamanın iş-yaşam dengelerini iyi yönde etkilediğini söylüyor. Bu yanıtı verenlerin %63’ü genel olarak iş yaşam dengelerinden memnun olduğunu da belirtiyor. Michael Page Pazara Güven Araştırması sonuçları da bu görüşü doğruluyor. Araştırmaya göre Türkiye’de iş değiştirmek isteyenlerin %30’dan daha azı maaşı sebep gösterirken, %36’sı iş-yaşam dengelerini iyileştirebilmek için iş değiştirmek istediğini söylüyor. Türk profesyoneller daha iyi bir iş-yaşam dengesini daha yüksek bir maaşa tercih edebiliyorlar.

İlginizi çekebilir: 

İş yerinde duygusal zekanın önemi

İş Hayatında Y Kuşağına Cazip Gelen 6 Özellik

 

Araştırma hakkında
Örneklem: Araştırma Türkiye’deki işsiz, çalışan ve yöneticilerden oluşan 754  kişinin katılımı ile gerçekleştirildi. 
Metodoloji: Örneklem, (katılımcıların cinsiyeti, mesleği, bir meslekte çalışan kişi sayısı gibi) verilerin düzenlemesine göre gerçekleştirildi. 
Veri toplama metodu: Görüşmeler Haziran 2018’de online olarak tamamlanan ve katılımcıların kendilerinin kaydettiği anketler üzerinden gerçekleştirildi. 

İş mi arıyorsunuz?

En iyi iş tekliflerini internet sitemizde bulabilirsiniz.

Hemen başvurun

Maaş Anketleri

Piyasa trendleri ve sektöre göre maaş hakkında önemli bilgiler

Daha fazlasını keşfet